Ana içeriğe atla

Uzun Zamandır Sevgilim Yok.

Bir an kendin kötü hissedersin canın sıkılmaya başlar işte o an senin tamamen yalnızlıktan öldüğünü fark etmen gereken andır. Sana her selam veren erkeği kendine aşık etmek istersin, bir gün içinde potansiyel sevgili adaylarının hepsiyle görüşürsün. Herkes senin olmayan aşk hayatından sıkılmaya başlamıştır, bir konuşma içinde anlattığın 15 farklı insanın isimlerini akıllarında tutamamaya başlarlar sende buna sinirlenirsin, seni önemsemediklerini düşünürsün. 'Merhaba depresyon!' artık iyice saçmalamaya başlamışsındır. Her gece dışarı çıkarsın tabi farklı insanlarlasındır, ama her zaman masanda dikkat çeken bir erkeğin olmasına özen gösterirsin ve tabi diğer hatun kişilerin sevgilileriyle gelmelerini istersin, sevgilisi yoksa ve senden güzelse o kızı masada barındırmazsın bile. O andan itibaren tavırların, konuşmaların değişir, daha flörtöz bir havaya bürünürsün. Normalde peçete olsa sümüğünü silmeyeceğin insanlarla flört etmeye başlarsın. 'Hoş ama boş' dediğin erkekler bile sana potansiyel sevgili gibi gözükür. Gece telefonuna bakarsın ilk hangisi ararsa onunla başlicam diye sonra aslında içinden geçmeyen biri arar 'tamam o zaman son arayan olsun' gibi saçma sapan düşüncelerin içinde boğulursun. Yolda yürürken yok ışık yanarsa burak yanmazsa can gibi totemler yapar buna uygun hareket edersin. Artık iyice zıvanadan çıkmışsındır en kötüsü de uzun zamandır görmediğin yakın arkadaş grubunla buluşmandır. 4 kız buluşursunuz sonra biri gelir 'naber tatlım' der ve arkadaşlarınızdan birine sarılır sonra yanınıza oturur ve biri daha gelir diğerine sarılır otururlar sarmaş dolaş karşınızda. Onlar adına mutlu olsanda için içini yiyodur. Herkes mutlu sevgilisiyle karşında otururken sen orada tek başına can sıkıntısından patlarsın(bu arada dördüncünün sevgilisi de kesin şehir dışındadır ve oturduğunuz süre boyunca telefonla arayıp rahatsız eder ya da mesaj yağmuruna tutar). Artık kendine iyi bir sevgili bulmanın zamanı geldiii. Bakıma gidersin, kuaföre gidersin ağdaya gidersin kendini çekici hissetmek için bir çok şey yaparsın. Sonra baktın dişine göre biri yok hala artık hiç birine ihtiyaç duymazsın 'beğenen en paçoz halimle beğensin umurumda değil hiç biri' repliklerine başlarsın, dünyan kararır depresyonun sana verdiği yetkiye dayanarak del gibi abur cubur yer, romantik film izler, ağlar, yataktan çıkmazsın. Sonra bir gün dışarı çıkarken en sevdiğin pantolonunun sana olmadığını fark edersin işte o an hayatın gözlerinin önünden film şeridi gibi geçer, ölmek var dönmek yok başlarsın diyete. Ama nerde sende diyeti sürdürücek yürek. Bi depresyon bi depresyon bi depresyon daha bi tane daha bi tane daha bi ta.... Sanırım düzenli bir ilişkiye ihtiyacım var.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Her Kadın Sürtüktür

'Sen ne saçmalıyosun ?' 'Sen kendine ororospu mu diyosun şimdi ?' 'Böyle bi genelleme yapamazsın.' diyen hatunlar, hatunlarımız. Daha sürtük kelimesinin anlamını bilmeyen hayatın onu nereye sürüklediğini göremeyen hatunlar. Herkesin aynı anlamda kullandığı ama çok farklı anlama gelen bi kaç kelimeyi anlatıcam size ve sizde her kadının neden sürtük olduğunu çok iyi anlıcaksınız. Öncelikle kevaşe, bu aralar çok fazla duyduğumuz bi kelime. Kevaşe demek kötü yola düşmüş insan demektir ama daha çok bunu farkettirmeyen insanlara söylenir. Bi nevi melek yüzlü şeytan. Mesela kaltak, hepiniz bu kelimeyi kullanmışsınızdır. Ama anlamı ne ? Kaltak demek içindeki orospuluğu bastırmış fakat zaman zaman bunu engelleyemeyen su yüzüne çıkaran ve gerçekten pişman olucağı şeyler yapmış, yapıcak olan kadınlara söylenir. Bazı kadınlar, bazen kaltaklar. Fahişe ? Fahişeler bu işi para karşılığında yapanlardır. Seks işçisi denilen türden. Bu insanları asla yargılamayın sizde hayatın

Kaybetmeyin, Farkedin.

    Her şey zaten elinizden alınana kadar değersiz değil midir ? Bu sevgiliniz de olabilir, herhangi bir eşyanızda. Sadece ona sahip olmanın verdiği güvenle değersizleşir ve kaybettiğiniz anda en değerliniz haline gelir.                        Belki de güven sadece basitleştiriyordur.     O kadar zor olarak görülen bir olgu bir nesneye yüklendiği anda tüm değerini yitiriyordur belki de. Haklısınız. Belkilerle hayat geçmiyor.     Onları dinlemediğimiz için yakınan insanlar mesela, sürekli akıl verenler. Yaşamadan kim neyi öğrenmiş ki, kaybetmeden kim değerini anlamış ?     Annenizi seviyorsunuz değil mi ? Belki de her şeyden çok onu seviyorsunuz hayatınızdaki en değerli insan o. Ama annesini kaybetmiş bir insan için sizin sevginiz sizin verdiğiniz değer hiçbir şeydir.     Güven duygunuzla verdiğiniz değer doğru orantılıdır. Ama bunu fark etmeniz tam ters yönde hızla ilerliyordur.     Olay bu kadar basit aslında bir şeye sahip olursun, ona değer verirsin, o sana güven verir sonra